GAZZE'DE DİRENEN İNSANLIK ONURUDUR
ABD’nin Ortadoğu’daki kanlı eli/maşası Siyonist İsrail, 27 Aralık’ta Gazze’yi kana boğdu. Çoluk çocuk, hastane, okul ayrımı yapmadan ölüm ve yıkım kustu. Nazi toplama kamplarından, Vietnam’dan, Irak’tan, Cenin Kampı’ndan bildiğimiz katliamlara bir yenisi eklendi. Yaralarını sarma telaşındaki halkın üzerine; hastane, okul, cami ayrımı yapmadan bomba yağdı. 60 yıllık varoluş zincirinde meşru tek bir halka bulunmayan, kan ve şiddetle beslenen İsrail, katliamlarına bir yenisini eklemiş oldu.
Dünya, yeni yıl törenleriyle uyuşurken, onlar yaralarını dahi saramadı. Gittikleri hastaneler dahi bombalanıyor.
Gazze günlerdir kanıyor…
Arkasına ABD’yi ve bölge taşeronlarını alan İsrail faşizmi, her türlü katliamı yapmayı kendinde hak görüyor. Türkiye dahil bölge ülkelerinin sahte tepkileri onu daha çok cesaretlendiriyor. Filistin’i sahiplenen halklardan yükselen tepkiyi, öfkeyi dikkate bile almıyor.
İsrail, ABD’nin bölgedeki çıkarları temelinde her türlü saldırı için donatılmış bir işgal devletidir. Kendini, yarattığı düşmanlar üzerinden tanımlamakta ve halkı sürekli bu algı üzerinden yönlendirmektedir. Yani İsrail’in saldırmak için gerekçeye ihtiyacı yoktur. Çünkü katliam, şiddet ve işgal varlık sebebidir. Ateşkesin bitmiş olması sadece bir ayrıntıdır.
İsrail, yüzde 65 oyla seçimleri kazanmış olan Hamas’ı ve ona oy veren Filistinlileri cezalandırmak için Gazze’ye; elektrik, ilaç, yiyecek girişini yasaklayarak bölgeyi yarı açık bir hapishaneye çevirmiştir.
SALDIRIDAN MISIR VE TÜRKİYE EGEMENLERİ DE SORUMLUDUR
Gazze saldırısından 5 gün önce Başbakan Olmert Ankara’yı, Dışişleri Bakanı Livni ise 2 gün önce Kahire’yi ziyaret etti. Saldırı sonrasında verilen tepkiler hangi çerçevede olursa olsun Türkiye ve Mısır’ın katliamdaki sorumluluklarını hafifletmiyor. Mısır’ın ABD ile işbirliğinin boyutu ve Türkiye’nin bölgede taşeronluk için ne denli istekli olduğu biliniyor.
Filistin halkının dostu, devletler değil halklardır. Onları sahiplenen yine halklar olacaktır.
Saldırı, emperyalist masalarda yapılan barış görüşmelerinin ölü doğduğunu ve İsrail’e güç biriktirme ve fırsat kollama imkanı tanıdığını bir kez daha gösterdi.
Saldırı aynı zamanda, Filistin yönetiminin emperyalizmle işbirliği/uzlaşma yönündeki eğiliminin halkların yararına olmayacağını bir kez daha göstermiş, bu eğilimin teşhirini hızlandırmış; Filistinli örgütlerin bir an önce iç çatışmayı bırakarak, ortak düşmana karşı ortak tavır bilinciyle hareket etmesinin önemini yakıcı biçimde ortaya çıkarmıştır.
FİLİSTİN KAZANACAK
Gazze’ye yapılan saldırı, dünya halklarını bir kez daha dayanışma refleksi, duyarlılık ve kardeşçe sahipleme açısından sınava sokuyor.
Evet, Gazze halkı büyük kayıp verdi. Belki daha da verecek, ama halkların öldürerek tükenmediğini, ülkeleri işgal edilse de teslim alınamadığını İsrail de ABD de biliyor.
Gazze’yi sahiplenmek; emperyalizmin bölge politikalarına, kendi eliyle veya taşeronları aracılığıyla yaptığı katliamlara karşı durmak, insanım diyen herkesin görevidir. Örgütlü güçler bunun için yol gösterici olmalı, insanların kendi evleri, kendi değerleri bombalanıyormuş gibi harekete geçmesi sağlanmalıdır.
Bizler bugün burada yarın bir başka yerde bir başka biçimde İsrail ve işbirlikçilerine öfkemizi, Filistin halkına desteğimizi büyütmeye devam edeceğiz.
*KAHROLSUN EMPERYALİZM VE SİYONİZM
*YAŞASIN FİLİSTİN HALKININ ONURLU MÜCADELESİ
|